25 Ocak 2011

Söyleşi - Elif & Onur


Hande Kayacık: Öncelikle sizi tanımayanlar için biraz kendinizden bahseder misiniz? Nasıl tanıştınız?
Elif & Onur : Ortak arkadaşlarımız sayesinde; 2006 yılında İstanbul’a tatil için gelen bir arkadaşımla akşam için plan yapmıştık, o da kendisi gibi Kıbrıslı bir arkadaşını davet etmiş o akşam için. Davet edilen bu Kıbrıslı arkadaş da Onur’un Amerika’dan, Virginia Üniversitesinden ev arkadaşı. Tabi o da Onur’a haber vermiş böylelikle kader ağlarını örmüş diyelim. Biz de o güzel bahar akşamı tanıştık ve bir daha kopamadık!

Hande Kayacık: Nasıl evlilik teklifi aldınız?
Elif & Onur : Sözümüz kesilmeden birkaç hafta önce Onur beni boğazda yürüyüşe çıkardı, tam iki köprüyü de görebileceğimiz bir yere geldiğimizde adımlarını durdurdu, yüzümü manzaraya çevirdi ve “hayatının geri kalanını benimle geçirmek ister misin?” dedi. Bu cümleyi birbirinden romantik sorular izledi ve ben her birine evet diye cevap verdim. Ama yüzük yoktu! Yüzüğü söz kesilirken ailelerin yanında taktıkJ

Hande Kayacık: Evlilik kararı aldıktan sonra nasıl bir hazırlık içerisine girdiniz? Hazırlıklarla daha çok kim ilgilendi?
Elif & Onur : Evlilik kararı aldıktan sonra 8 ay içinde söz, nişan ve düğün yaptık, çok yorucu bir dönemdi. Ocak ayındaki nişanımızdan sonra düğün için hızla çalışmalara başladık, bir taraftan ev dekore etmek bir taraftan düğün hazırlıkları ile ilgilenmek gerekiyordu. Ama kendimizi güvenilir ellere teslim ettik. Organizasyon şirketimiz, Four Seasons otelinde düğünümüzün organizasyonundan sorumlu Sevla Hanım, müzikten sorumlu StarAs, fotoğraf ve çekimden sorumlu S&S Visual Maker, düğün dansımızdan sorumlu olarak senin ve Onur’un annesinin özel ilgisi sayesinde düğün hazırlıkları bizleri çok zorlamadı. Oldukça profesyonel kişilerle çalıştık herkes işin püf noktasını biliyordu bizi çok iyi hazırladılar.

Hande Kayacık: Düğün Konseptiniz neydi? Hazırlıklar sırasında en keyif aldığınız ve en zorlandığınız noktalar ne oldu? Gerildiğiniz ya da kararsızlığa düştüğünüz oldu mu?
Elif & Onur : Özel bir konsept belirlemedik aslında, tek istediğimiz çok “klas” bir düğündü. Abartıya kaçmadan her şeyin çok zarif, elegan , şık ve elit durduğu bir düğün. Benim en çok korktuğum şey hayatlarının en önemli gecesi diye tüm abartının düğün gecesinde sergilenmesi, bu konuda Onur’un annesiyle iyi bir ikili olduk diyebilirim, biz ona istediğimizi anlattık o da organizasyon şirketi ile her şeyi halletti, davetiyesinden masa düzenine kadar çok “klas” bir düğün oldu. Hazırlıklar sırasında en keyifli ve duygusal dakikalar gelinlik seçimi ve provalarında yaşandı diyebilirim. Gerçekten çok güzel bir duygu, gelinliğimi üzerimde ilk gördüğümüzde hepimiz ağlamaya başladık, Allah isteyen herkese nasip etsin dediğimi hatırlıyorum. Gerildiğimiz anlar tabi ki oldu, özellikle ben çok gerildim alınan karar büyük peşi sıra getirdiği yükleri de büyük. Herkesi memnun etmek, istediğin gibi bir gece organize edebilmek, bir taraftan günlük hayatına iş hayatına devam edebilmek tabi ki zaman zaman çok yorucu oldu. Tüm bu süreç içinde olgunluğunu, kibarlığını ve sükûnetini kaybetmeyen Onur sayesinde tüm zorluklarla başa çıktım diyebilirim, sürekli ondan güç aldım.


Hande Kayacık: En büyük sürpriziniz neydi davetlilere?
Elif & Onur : Bu konuda hakkını teslim etmemiz gereken isim Muharrem Doğan. Tanıdığımız bir çiftin düğün çekimlerini ve tüm günü özetleyen 15 dakikalık kısa filmini gördüğümüzde Muharrem Bey’in ismini alarak S&S Visual Maker’a gittik. Bizimle çok güzel ilgilendiler, çekim ve fotoğrafları konuşurken barkoya yansıtılacak görüntüleri konuşuyorduk. Çiftlerin çocukluğundan başlayan görüntülerin barkovizyona yansıtılmasının rutin olduğu, herkesin bunu yaptığı konusunda hemfikirdik. Derken Muharrem Bey’den bize ilginç bir teklif geldi, İstanbul’un tarihi ve bizim için önemli mekânlarında bizim fotoğraflarımızı çekmek. Bu fikir bizi çok heyecanlandırdı, oldukça profesyonel bir ekiple bir gece ve bir gün boyunca bizim için önemli mekânlarda çekim yapılacak bunlar hem bize ve ileride çocuklarımıza gösterebileceğimiz bir hatıra, hem de davetliler için hoş bir sürpriz olacaktı! Fotoğraf çekiminden ailelere ve organizasyon şirketine hiçbir şekilde bahsetmedik. Tüm süreci büyük bir gizlilik içinde yürüttük. Saç, makyaj ve kıyafet hazır olduğunda düğünden birkaç gece önce Galata Kuledibinde çekimlere başladığımızı hatırlıyorum. Korkudan tir tir titriyordum, gece saat 11 civarıydı ama sokaktaki herkes bizi izlemeye başladı. Muhtemelen bir katalog çekimi var falan var sandılar J Sirkeci garında, Haydarpaşa garında, vapurda, Eminönü’nde Galata Kuledibi’nde, aşkımızın alevlendiği İspanyol meyhanesi Venta Del Toro’da, Galata Köprüsünde yapılan çekimler sonucunda ortaya birbirinden güzel fotoğraflar çıktı. Fotoğrafları biz de ilk kez düğün gecesi gördük, öyle ki ben bazen tebrik için gittiğimiz masalarda insanların elini sıkmayı unutup avare avare barkovizyona daldım. Tüm davetliler düğünde ve sonrasında İstanbul Fotoğraflarından bahsettiler, hala daha düğün fotoğraflarımızdan çok İstanbul fotoğraflarımız konuşuluyor, Muharrem Bey’in ismini isteyen çok olduJ Gerçekten kendisine teşekkürü bir borç biliyoruz, bu fotoğrafları çekebilmek her hikâye fotoğrafçısının harcı değilJ

Hande Kayacık: Bu sizin için de hem kalıcı hem de güzel bir anı olmuştur. Gelelim dans derslerine... Dans kimin fikriydi? Dans için eşinizi ikna etmek zor oldu mu?

Elif :
Dans benim fikrimdi. Ama Onur’u ikna etmek hiç zor olmadı, düğün aslında bizlerin bir çift olarak konuklarımıza verdiğimiz yemekli ve müzikli ilk davet. Başta gelin ve damat olmak üzere herkes o gece için çok güzel bir şekilde hazırlanıyor, oldukça şık giyiniyor, böyle güzel bir gecenin açılış dansı da alelade olmamalı diye düşünüyorum. Onur da bana uyum sağladı, zaten senin adını sürekli internetten takip ediyor ve en geç 6 hafta önceden ders için seninle kontakt kurmamız gerektiğini biliyordum. Derken o gün geldi ve seni aradım.

Hande Kayacık: Hem ev hem düğün hazırlıkları derken düğünden önceki dönem çiftlerin en yoğun oldukları dönem aslında. Zaman bulmakta zorlandınız mı?Dersler nasıl geçti? Rahat olun, her türlü eleştiriyi açıkça yapabilirsiniz... : )))
Elif & Onur : Bizim normal yoğunluğumuzun yanı sıra Onur’un hafta içi Bursa’da çalışması gibi bir engelimiz vardı, ama senin bize önerdiğin 5 paketlik derslerle bir tanesi düğünden bir gün önce olmak üzere her Pazar ders yaptık. Aslında her şey planlı olmaya ve vakit ayırabilmeye dayanıyor, senin de destekleyici tavırların ve özverinle kısa bir sürede güzel bir iş çıkardık.


Hande Kayacık: İlk Dans Parçanız Hangisiydi? Nasıl seçtiniz bu parçayı?
Elif & Onur : Dans parçamız Elvis Presley’den Can’t Help Falling In Love With You idi. Parçayı seçmemizde bize StarAS’tan DJ Hayati çok yardımcı oldu. İnanılmaz kaliteli bir müzik zevki var, çıkış şarkısı içinde bize şimdiye kadar hiçbir düğünde çalınmamış çok hoş bir parça buldu. İlk dansımız için ben bir ara acaba Türkçe bir şey olsa mı falan diye düşünüyordum ama Hayati Bey hemen müdahale etti ve “Elvis bir klasik, 50 yıl önce de Elvis’ti 50 yıl, 100 yıl sonra da Elvis olacak, klasikten vazgeçmeyin, Elvis, Nat King Cole, Frank Sinatra; bunlar her zaman klasik olarak kalacaklar. Oysa sözünü ettiğin Türkçe şarkının kendisinin de şarkıcısının da ne kadar uzun ömürlü olacağı belli değil” dedi. Onur da Hayati Bey gibi düşünüyordu hemen OK’ledik.


Hande Kayacık:
Ben de Hayati'nin seçimlerini hep beğenmişimdir. Yılların verdiği tecrübeyle çok doğru kararlar veriyor... Peki düğündeki performansınız nasıldı? Düğünde dans ederken, bütün gözler sizin üzerinizdeyken heyecanlandınız mı, aksilikler yaşadınız mı?
Elif & Onur : Aslında performansımızla ilgili en gerçekçi değerlendirmeyi sen yapabilirdin ama yağmurun azizliğine uğradın ve gelemedin! Bize göre çok mükemmel ve yanlışsız bir performans sergiledik, misafirler de çok beğendi. Elbette çok heyecanlandık dans ederken. Ben zaten yağmur yüzünden yeterince gerildiğim için Onur dans boyunca sürekli bana bakıp beni motive etmeye çalıştı, ilk birkaç saniyeden sonra sadece gözlerimize kitlendiğimiz için salondaki gözleri hiç hesaba katmadan dansımızı tamamladık. Dans bittiğinde herkes bizi alkışlıyordu.

Hande Kayacık: Evet, çok gelmek istedim ama o günü hatırlıyorum, inanılmaz bir yağmur vardı. İnanın bana 1 saat taksi bekledim ve gelmedi... : (( Düğünde dans etmek evde kotla dans etmeye benzemiyor. Kabarık bir gelinlik giyiyorsunuz, uzun bir kuyruk ve duvağınız oluyor genellikle. Bu faktörler dansınızı etkiledi mi?
Elif & Onur : Senin sayende hayır Hande. Tüm dans dersleri boyunca sen zaten sürekli aramızda gelinlik varmış gibi dans etmemizi sağladın, nasıl durmamız gerektiği konusunda bizi sürekli uyardın, son derslerde bize tarlatan ve duvakla bir prova yaptırdın. Hatta düğünden bir gün önce bizlerle birlikte otele gelip bana ayakkabılarımı giydirip, sahne düzenine bakarak dansa hangi yönden başlamamız gerektiği, hangi şekilde davetlilere arkamızı dönmememiz gerektiği konusunda çok yardımcı oldun. Birkaç saat boyunca da otelde prova yaptık. O gün bizi öyle güzel hazırlamışsın ki düğün günü gelinlikle bir prova yetti bize.

Hande Kayacık: Düğün Dansı yapmak isteyen çiftlere tavsiyeleriniz var mı? Nelere dikkat etsinler?
Elif & Onur : Az önce de söylediğim gibi bu özel davetin ev sahipleri olarak açılışta güzel bir dans sergilemek tüm misafirler için keyifli bir anı olacaktır. Ders alma süreci kendileri için de unutulmaz bir deneyim olacaktır ayrıca. Düğün dansı dediğimizde herkesin aklına misafirleri şaşkına çevirecek akrobatik hareketler, şovlar abartı müzikal tavırlar falan geliyor. Kimi bu sebeple düğün dansından korkuyor kimi de aynen bu sebeple hafiften burun kıvırıyor. Oysa bir dans yarışması falan değil bu, kendi düğününde düzgün adım atabilmek, seçilen şarkıyla uyum içinde dans edebilmek çok güzel bir duygu.

Hande Kayacık: Tabiki her çiftin kendi karakterine ve dansına uygun bir çalışma yapmak gerekir ki dans üzerlerinde yapmacık durmasın... Herkes atrobatik hareketler yapacak diye bir şart yok tabiki..... : )) Çok keyifli ve sıcak bir sohbet oldu. Zaman ayırdığınız için çok teşekkür ederim. Son olarak evlilik hazırlığında olan çiftler için söylemek istediğiniz bir şey var mı?
Elif & Onur : İşler ne kadar stresli olursa olsun öncelikle birbirlerine karşı olan saygıyı kaybetmesinler, engelleyemedikleri konular olursa bu sebeple hiç gerilmesinler işi oluruna bıraksınlar. Bir de bir ajanda edinsinler tüm süreç boyunca, mobilyaların teslim zamanından dans derslerine, gelinlik provasından çeyiz düzmeye hiçbir işi unutmadan tam saatinde halledebilmeyi sağlıyor. Bir de düğün günü gülümsemeyi hiç unutmasınlar!



Künye


Düğün Tarihi & Yeri: 5 Haziran 2010 Four Seasons at the Bosphorus

Organizasyon: Happy Leyla

Ses & Işık: StarAs

Fotoğraf & Video: S&S Visual Maker

Düğün Dansı: Hande Kayacık

İlk Dans Müziği: Elvis Presley, Can’t Help Falling In Love

Giriş Müziği: Bu bizde yok, O kadar gizli ki DJ miz Hayati Bey halen ismini bize vermedi!

Pasta Müziği: Anadolu Ateşi Davul Şov

Gelinlik: Vakko Suadiye, Manuel Mota

Damatlık: Vakko

Yüzükler: Altuner Kuyumculuk, Kapalı çarşı

Gelin Çiçeği: Happy Leyla

Gelin Ayakkabısı. Canes

Gelin Saçı & Makyajı: Acarkent Bahçecik, Mehmet Yıldırım

Nikah Şekeri: Biz nikah şekeri yerine çam ağacı fidesi dağıttık, üzerlerinde iki çikolatalı badem şekeri vardı

Davetiye: Tiglat Davetiye

Balayı: Adriyatik Gemi Seyahati

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder